Çağrı: Yüzünüzü çocuklara dönün!
Halen -sadece- yetişkinler tarafından kurgulanan bir dünyada yaşıyoruz. Eşitsizlik, ayrımcılık, yoksulluk, nefret söylemi, kutuplaşma, çatışma ve savaşların yanı sıra doğal afet, salgın vb. pek çok sorun yaşanıyor. Yaşananlardan en çok etkilenenler ise çocuklar. Olan bitenlerle ilgili düşünceleri sorulmadığı, önerileri alınmadığı için de seyirci kalmaya zorlanıyor, yok sayılıyorlar. Nesneleştiriliyor, sayısallaştırılıyor, tahakküm altında bırakılıyorlar. Hakları ihlal ediliyor!
Sınır kapılarında ve düzensiz geçiş noktalarında yaşananlar, çocukları doğrudan etkileyen ve hedef alan son gelişmeler arasında yer alıyor. Ülkelerinde süren savaşlar nedeniyle göç etmek zorunda kalarak Türkiye’ye sığınan insanlar, Türkiye Hükümeti’nin Avrupa’ya geçiş için sınır kapılarını açacağını duyurması üzerine 28 Şubat’tan bu yana sınır kapılarına ve düzensiz geçiş noktalarına doğru hareket etti. Şu anda sınırda bekleyen yaklaşık 15 bin mülteci olduğunu ve bu grubun büyük bir çoğunluğunu çocukların oluşturduğunu bilmek oldukça endişe verici!
Savaşın yerinden yurdundan ettiği çocuklar, günlerdir can güvenliği olmayan koşullarda hayatta kalmaya çalışıyorlar. Barınma, sağlık ve temel ihtiyaçların karşılanamaması, ailelerinden ayrı düşmelerine bağlı olarak refakatsiz kalmaları veya aile birleşimlerinin gerçekleşmemesi, eğitim haklarından mahrum kalmaları, ucuz işgücü olarak görülmeleri nedeniyle kayıt dışı ve yasadışı istihdam edilmeleri, silahlı çatışmalara dâhil edilmeleri, psikolojik, fiziksel ve cinsel istismar vb. pek çok hak ihlaline maruz bırakılıyorlar.
Bununla birlikte Dünya Sağlık Örgütü tarafından çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalık anlamına gelen “pandemi” niteliğindeki Koronavirüs hastalığı (COVID-19) ile ilgili gelişmeler Türkiye’de de kaygıyla takip ediliyor. Hastalıkla ilgili alınan önlemler, kamusal alanda oluşan algı ve dolaşan bilgiler de çocukları doğrudan etkiliyor.
Bizler, çocukları doğrudan etkileyen durumlarda başlangıç noktasının “çocuğun yüksek yararının gözetilmesi” olması gerektiğini ısrarla ve inatla hatırlatıyoruz! Karar vericilerin ve uygulayıcıların başta sınır kapılarında ve düzensiz geçiş noktalarındaki çocuklarla ilgili olarak eylemliliklerine, Türkiye’nin de taraf olduğu ve 30. yılını dolduran Çocuk Haklarına dair Sözleşme doğrultusunda yön vermelerini talep ediyoruz.
Başlangıç olarak da:
Hiçbir çocuğun zarar görmemesi ilkesinden hareketle;
İmzacılar