Covid 19 kriziyle birlikte, tüm dünyada sosyal çalışmacılar, profesyonel rolleri sürdürmeye devam etmeleri konusunda meydan okumayla karşı karşıyadır. Yaşanan kriz durumda bile, sosyal çalışmacıların, toplumda, ofislerinde veya müracaatçılarına yakın bulmaları gereken hastaneler, okullar gibi alanlarda danışanlarıyla iletişimi sürdürmeleri gerekmektedir. Kaynak sıkıntısı ve birçok yerde ekipman eksikliği nedeniyle sosyal çalışmacılar danışanlarla yüz yüze temaslar konusunda “zor kararlar” almak durumunadır. Etik ilkeler, bu süreci yönetmek amacıyla pusula işlevi görebilmektedir. Bu bağlamda etik ilke 3.4’e dikkat etmek önemlidir. Sosyal çalışmacılar, kendi güvenliklerini ve güvenliklerini tehdit edebilecek durumların farkında olmalı ve bu gibi durumlarda makul seçimler yapmalıdır. Sosyal çalışmacılar, kendilerini riske atacakları durumlarda harekete geçmek zorunda değildir. Hem Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), hem de Hastalık Kontrol Merkezi Covid-19’un oldukça bulaşıcı olduğunu ancak önleyici uygulamaların hastalığa yakalanma riski azaltabileceğini ve etrafındaki insanları koruyabileceğini belirtmektedir. Sosyal çalışmacılar, DSÖ tarafından önerildiği şekilde bazı basit önlemler alarak enfekte olma veya Covid-19’i yayma riskini azaltabilir:
Sosyal çalışmacılar, danışanlarla yüz yüze iletişim kurup kuramamalarıyla ilgili bir kara verme süreciyle karşı karşıya kaldıklarında, güvenli olmaları konusunda tavsiyelere uymalıdır. Sosyal çalışmacıların danışanlarla yüz yüze iletişimde bulunması, yalnızca kendileri ve danışanları açısından risk teşkil etmez aynı zamanda sosyal çalışmacıların temas kurduğu herkes için bir risk oluşturur. Aşağıdaki sorular, sosyal çalışmacılara, halk sağlığıyla ilgili yönergeler ve kılavuzlarla, danışanlara dair etik zorunluluklar arasında denge kurmaya dair ikilemeleri çözme konusunda yardımcı olabilir
Hangi kurum tarafından istihdam edilirse edilsin, kurum sizin danışanlarınızı bizzat görmeniz konusunda ısrar ederse, IFSW etik ilkelerini, özellikle sosyal çalışmacıların işverenlerin, politika yapıcıların, politikacıların ve politikaların olmadığı veya politika ve uygulamaların baskıcı, adaletsiz ve zararlı olduğu durumlara dikkatini çekmeye dair Haksızlığa Yol Açan Politikalara ve Uygulamalar Meydan Okumayla ilgili 3.4 ilkesini, açıkça ifade etme hakkına sahipsiniz. Bu hakkı kullanan sosyal çalışmacılar herhangi bir cezai müeyyide ile karşı karşıya kalmamalıdır. Sosyal çalışmacılar, kendi güvenliklerini tehdit edebilecek durumların farkında olmalı ve bu gibi durumlarda makul seçimler yapmalıdır. Sosyal çalışmacılar, kendilerini riske atacakları durumlar için harekete geçmek zorunda değildirler. Karar vermeye dair stratejinizi belirlerken ulusal etik kuralların yanı sıra klinik, yasal ve diğer konuları da göz önüne almalıdır.
Kararlarınızı ve danışanlarınıza hizmet etmeye dair örgütsel koşulları dikkatle düşündükten sonra, danışanlarınızla yüz yüze görüşmenin gerekli olduğuna karar verdiyseniz, yönergeyi izlemek için elinizden geleni yaptığınızdan emin olun. Göz önünde bulundurulması gereken son şey Etik ilke 9.6’dır. Sosyal çalışmacılar, iş yerlerinde, özel yaşamlarında ve toplumda profesyonel ve birey olarak kendilerini korumak için gerekli adımları atmakla yükümlüdür. Dünyadaki diğer sosyal çalışmacıların Covid-19 sürecine dair neler yaptığını öğrenmek için Lütfen IFSW web sitesini ziyaret edin.
Hazırlayan Kathryn Conley Wehrmann, Ph.D. LCSW
IFSW Corona Virüsü Bilgi Ofisi Çalışanı
Çeviren: Dr. Umut Yanardağ
(birebir çevrilmese de anlam bütünlüğü korunmuştur)
Orijinal Metin için : https://www.ifsw.org/wp-content/uploads/2020/04/Option-A-Ethical-Decision-making-in-the-face-of-COVID-19.pdf